Basım Tarihi: Ocak 2018
Basım Sayısı: 3.baskı
Sayfa Sayısı: 95 sayfa
Yayınevi: Oda Yayınları
Kitabın Vermek İstediği Ana Düşünce: Kitle oluşumunun farklı biçimlerinin sınıflandırılması ve onlar tarafından üretilen zihinsel olguların ayırt edilmesini sağlamamız.
Kitabın Vermek İstediği Ana Düşünce: Kitle oluşumunun farklı biçimlerinin sınıflandırılması ve onlar tarafından üretilen zihinsel olguların ayırt edilmesini sağlamamız.
Sigmund Freud, bu kitapta bireysel psikoloji ile kitle psikolojisi ve aralarındaki çelişki, yapay kitle, sürü içgüdüsü, ego, telkin ve kolektif ruhsal yaşamın büyük bir cesaretle derinlemesine ele alıp, bireyi ve bireylerden oluşan toplumu ahlaki değerleriyle
birlikte çözümlemeye çalışmaktadır.
Freud kitabın başında Bireysel psikoloji ve kitle
psikolojisi kavramları üzerinde durur. Bireysel psikoloji ile kitle psikolojisi
arasındaki çelişkinin yakından incelendiğinde keskinliğini kaybedeceğini
belirtmektedir. Yazar bireysel psikolojinin tek bir insan ile ilgili olduğunu
ve onun içgüdüsel itkilerinin tatminini sağlamak için aradığı yollar olduğunu
ifade etmektedir. Freud, bireysel
psikolojinin aynı zamanda sosyal psikoloji kimliğini taşıdığını da belirtmektedir.
Freud, bireyin, ebeveynleriyle, erkek ve kız kardeşleriyle,
sevgi objesiyle ve doktoruyla olan ilişkilerinin birer sosyal olgu olarak
dikkate alınması gerektiğini düşünmektedir. Kitapta sosyal ve narsisistik
zihinsel eylemlerin tamamıyla bireysel psikolojinin içine girdiğini ve bunun,
psikolojiyi sosyal psikoloji ve kitle psikolojisinden ayırmada bir ölçüt olarak
kullanılmasının elverişli olmadığı belirtilmektedir.
Yazar bireyin
ilişkilerinin sadece bir kişinin etkisi altında ya da onun için önemli olan az
sayıdaki kişilerin etkisi altında olduğunda değinmektedir. Yalnız sosyal
psikoloji veya grup psikolojisinden bahsederken bu ilişkiler dikkate
alınmamaktadır. Kitapta psikolojinin inceleme konusunun, bireyin, müşterek bir
bağ ile bağlı olduğu çok sayıda kişi tarafından eşzamanlı olarak etkilenmesi
üzerinde durulmuştur.
Freud, kitle psikolojisini şu şekilde tanımlamıştır: “Kitle
psikolojisi, bireyle, bir kabilenin, bir ulusun, bir kast’ın, bir sınıfın, bir
kurumun üyesi olarak veya belirli bir zamanda, belirli bir amaç için bir araya
gelip bir grup halinde örgütlenmiş bir insan yığınının parçası olarak
ilgilidir.”(sayfa:6)
Yazar kitapta başka herhangi bir durumda açığa çıkamayacak
olan sosyal içgüdünün(sürü içgüdüsü, kitle ruhu) özel koşullar altında ortaya
çıkacağını ifade etmektedir. Söz konusu iç güdünün oluşumunu hazırlayan ilk
başlangıçlara, örneğin aile gibi dar bir çerçevede rastlanmaktadır.
Psikolojik kitleyi yazar, “Geçici olarak bir araya gelmiş
farklı türden öğelerin oluşturduğu bir varlık.” olarak tanımlamaktadır.(sayfa:9)
Freud, bir kitledeki bireylerin bir araya gelerek tek bir bütün oluşturmasını,
onları bir araya getiren bir bağın mevcut olması gerektiğine ve bu bağında o
kitlenin karakteristik özelliği olduğunu ifade etmektedir.
Freud, kitabında Lee Bon ve Mc Dougall gibi kişilerin
çalışmalarını da eleştirmiştir. Kitapta Lee Bon’un tek kişinin bireysel yoldan
edindiği özelliklerin kitle içinde silindiği ve bu şekilde ayırt ediciliklerinin
de ortadan kaybolduğu düşüncesinin üzerinde durulmuştur. Lee Bon, bireylerin
bir kitle içinde daha önce sahip olmadıkları yeni özelliklerde ortaya
koyduklarına inanmaktadır. Freud, Lee Bon’un görüşleri ile kendilerininkinin
arasında, onun bilinç kavramının psikanaliz tarafından benimsenen bilinç
kavramıyla tam olarak uyuşmamasından kaynaklanan farklılığın bulunduğunu
belirtir.
Yine Lee Bon, bir kitlede, her duygu ve her eylemin bulaşıcı
özellik taşıdığını söylemektedir. Bireyin, kitlenin çıkarları için kendi
çıkarlarını feda etmeye hazır bulunduğunu belirtmektedir. Normal şartlarda
bireyin asla yapmayacağı bir şey olduğunu ama kitleye mensup olduğunda da
yapabilecek duruma geldiğini ifade eder. Buna ek olarak, bir kitleyi oluşturan
bireyde tek başınayken rastlanmayacak bir takım özelliklerin oluşmasına yol
açan telkine yatkınlığın olduğundan bahsetmektedir. Yazar kitapta psikolojik
kitlenin bir parçasını oluşturan bireyin, hipnotize edilmiş bir bireyin
durumunda olduğu gibi bir takım yetilerinin silinip gittiğini ifade eder. Telkinin
etkisi altında kişinin, karşı konulamaz bir tez canlılıkla belirli bir takım
eylemleri yerine getirme işini üstleneceğini de ekler. Telkinin kitlenin bütün
bireylerini egemenliği altında tuttuğunu ve bireyler arasındaki etkileşim
sonucu daha da büyük bir güç kazandığını belirtir.
Freud, kitabında bir kitlenin olağanüstü derecede saf dilli,
etkilere açık, eleştirel düşünmeden yoksun ve olanaksız diye bir şeyin onun
için mevcut olmadığına değinmiştir. Kitlenin aşırılıklara eğilim göstermesi
sebebiyle onu coşturup heyecanlandırmak için de kuvvetli uyarıcılara sahip
olması gerekir. Bir kişinin kitle üzerinde etki kurabilmesi için anlatacağı
şeyi elinden geldiğince abartarak ve aynı şeyi sürekli olarak tekrarlayarak
anlatması gerekmektedir. Freud aynı zamanda kitlenin idare edilmeyi, zulüm
görmek istediğini ve efendilerine karşı da korku duyduğunu ifade etmektedir. Kitlenin
bütün yenilik ve ilerlemelere karşı nefret duyduğunu ve geleneklere de sonsuz
bir saygı gösterdiğini de eklemektedir.
Yazar kitlelerde birbirleriyle çelişen fikirlerin yan yana
yer alabileceğini ve bunlara müsamaha gösterilebildiğini değinir. Mantıksal
açıdan aralarında gözlemlenebilecek çelişkilerin olması hiçbir zaman bir
çelişkinin nedeni olmaz. Kitlenin sözlerin büyülü gücünün etkisine kapıldığını,
kelimelerin kitlenin ruhunda fırtınalar estirip aynı zamanda da sakinleştirmede
de etkili olduğunu dile getirir. Kitlenin hiçbir zaman gerçeğe karşı bir açlık
duymadığını, sürekli olarak gerçeğe karşı gerçek dışı olana öncelik verdiğini
belirtir.
Freud, kitabında Lee Bon’un farklı lider tiplerine ve
onların kitleyi etkileyebilmek için başvurduğu yollara değinmiştir. Lee Bon,
liderlerin kendilerini, onların da fanatik birer taraftarı oldukları fikirler
aracılığıyla etkileyici kıldıklarına inanmaktadır.
Freud, gerek Lee Bon’un gerekse diğer araştırmacılar
tarafından kitle ruhuna yönelik olarak verilmiş tanımların ve düşüncelerin,
herkesin fikir birliği edip eleştiriye açık olduğu görüşler olmadığını
düşünmektedir. Freud, Mc Dougall’ın görüşlerine de kitabında yer vermiştir. Mc
Dougall, kitlenin kesinlikle hiçbir örgütlemeye sahip olmadığını veya bu adı
hak edecek bir örgütlenme biçimi göstermediğini söylemektedir. Eğer kitle bu
türden ise Mc Dougnall bu türden bir kitleyi bir yığın olarak tanımlar.
Freud, kitabında kitle içindeki bir bireyin o kitlenin
etkisiyle çoğu kez zihinsel eylemlerinde derin bir başkalaşım geçirdiğini söyler.
Bizi bu eğilime itaat etmek zorunda bırakan şeyin taklit ve içimizde böyle bir
duygulanıma yol açan şeyin de kitlenin sahip olduğu telkin etkisi olduğunu
söyler. Aynı zamanda Freud, telkinin yeterli mantıksal temel olmaksızın
etkileme ve etkilenmelerin hangi koşullar altında doğduğuna yönelik hiçbir
açıklamanın olmadığını da belirtmektedir.
Yazar kitabında, gelip geçici ve uzun ömürlü nitelikte
kitlelerin olduğuna değinmiştir. Tabii kitleler ve bunları bir araya getirmek
ve bir arada tutmak için dışsal bir güce gerek duyulan yapay kitlelerde vardır.
Kitapta Freud yapay kitle olarak kilise ve ordu üzerinde durmaktadır. Bu
kitlelerin parçalanmasını engelleyen ve yapılarında herhangi bir değişikliğin
olmamasını sağlayan dışsal bir güç vardır. Bireylere böyle bir kitleye katılmak
isteyip istemediği sorulmaz ya da bireye seçenek sunulmaz. Birbirinden ne denli
farklı olursa olsun hem bir kilise de hem de bir orduda ortada o kitledeki
bütün bireyleri eşit bir sevgiyle seven bir baş(kilise de İsa, ordu da ise
başkumandan) bulunduğu şeklinde bir yanılsama vardır. Her şey bu yanılsamaya
bağlıdır, bundan vazgeçilecek olursa hem ordu hem de kilise dışsal gücünde izin
vermesi neticesinde hemen çözülüp parçalanır.
Genel olarak ele alındığında bir kitlede yer alan bireyin
normal yaşam koşullarında yapmaktan kaçındığı bir takım şeyleri yapması veya
onaylaması o kadar da şaşılacak bir durum değildir.
Sigmund Freud’un Kitle Psikolojisi ve Ego Analizi kitabı, Lee Bon ve Mc Dougall’ın çalışmalarını ele almış, özellikle Lee Bon’dan alıntılar yaparak kendi görüşünü ortaya koyduğu akademik bir kitaptır. Akademik olmasının sebebi dilinin çok ağır olmasından kaynaklanmaktadır. Psikolojiye meraklı olan ve terimlere hakim olan bireylerin rahatlıkla okuyabileceği bir kitap olduğunu düşünüyorum. Bazı bölümlerde, yapay kitleyi açıklarken kilise ve ordu arasındaki karşılaştırmalı tespitleri güzeldir. Kitapta kitle psikolojisini, sürü iç güdüsünü, tutkunluğun sebebini, telkin ve libidoyu öğreniyoruz. Kitapta siyasetçilerin, komutanların, din adamlarının kitle psikolojisini ne kadar iyi bildiklerini ve ne kadar iyi bir şekilde kullandıklarını öğreniyoruz. Çünkü Freud diyor ki, kitledeki bireyin, duyguları olağanüstü güçlenip, düşünsel başarılarında dikkat çeken bir azalma görülür. Bu yüzden siyasetçiler, komutanlar, din adamları konuşma yaptıkları zaman mantıksal veya akademik konuşmazlar. Aynı şekilde bir komutan vatan, bayrak sevgisinden, bir din adamı da cennetten filan bahseder. Çünkü kitle mantık istemez, duygu ve coşku ister.
YanıtlaSilKitapta Freud, Lee Bon’un, “Bir organizmadaki hücreler nasıl bir araya gelerek tek tek hücrelerdekinden apayrı yeni bir varlık oluşturursa psikolojik kitle de bir an için birbiriyle kaynaşmış ayrı tür öğelerin oluşturduğu geçici bir varlıktır.” Tanımına ve saptadığı kitle özelliklerine büyük ölçüde katılır, ama şunları da eklemeyi ihmal etmez. “Kitle içerisinde bireyin kazandığı sözde yeni özelliklere gelince, bunlar insan ruhunda tüm kötüyü nihayet istidat halinde veya başka bir nedenle birbirlerine bağlanmış bireylerden kurulu bir topluluk, sosyal bir etkileşim sistemidir.
Fakat Freud, daha kitabın başında kitle psikolojisinin, başı sonu belli olmayan bir konu olduğunu ve kendi söylediklerinin bunun çok az bir kısmını kapsadığının farkında olduğunu belirtmektedir. Eserinde Lee Bon’un sözünü ettiği özellikteki kitlenin, kitle değil ancak bir yığın, bir kalabalık olabileceğini; ayrıca ordu, kilise gibi oturmuş, örgütlenmiş kitleler olduğunu belirtir ve insanların toplu yaşama içgüdüsü üzerinde durur.
Freud'a göre ; bir toplumda çoğunluğu oluşturan insanların psikolojisi üzerinde durduğu hususları,kitap içerisinde anlatmış. En ilginç gördüğüm yer kitle mantık istemez, duygu ve coşku ister.Bu anlam da karşıdaki kitlenin mantığını hedef almayıp duygularını hedef alınarak insanların ruhuna hitap edilmiştir.Okunmaya değer bir kitap emeğinize sağlık.
YanıtlaSil